Dizi Tavsiyesi : 5 Kategoride 13 Farklı Yabancı Dizi

Havalar soğumuş, "Sibirya'dan gelen şiddetli soğuk ve kar yağışı bakın hangi illeri etkiliyor?" haberleri ortaya saçılmış, bir de üzerine Dolar ve Euro yine alıp başını gitmişse benim de arkadaş sohbetlerinde sık sık dile getirdiğim dizi tavsiyesi konusunu yazıya dökme vaktim gelmiştir. Kendime göre 5 ayrı kategoriye ayırdığım dizilerin hiçbirisi kimsecikler tarafından keşfedilmemiş diziler değil fakat kritiğini yapmak istediğimde kolay kolay muhatap bulamadıklarım. Elbette sadece büyük bir zevkle takip ettiklerimi derledim. Önerdiğim bu dizilerin pek çoğu 2017 itibariyle hâlâ yayında olsa da araya miadını doldurmuş olanlardan da ilaveler yapmadan edemedim. Dilerseniz siz de yorumlarınızı ve tavsiyelerinizi ekleyebilirsiniz.

(Bu yazıyı 2017'de yazmıştım, 2020 yılındaki yorumlarım değişti tabii ki. Ufak notlarımı "güncellem"e olarak ilave ettim.)

Yabancı Dizi Tavsiyesi #1 Gram katkı sağlamadan kendini izlettirenler

* Bored to Death (IMDB: 7,9 / 2009-2011)

Pek eski bir dizi olmasına rağmen anlam veremediğim bir şekilde çoğu kişinin adını bile duymamış olduğunu fark ettiğimden midir bilmem, dizi önerisi isteyenlere hâlâ ilk önce Bored to Death'i söylerim, zira kendisi gönlümde taht kuran yapımlardan birisidir. İşleri hiç yolunda gitmeyen bir yazarın can sıkıntısından kendi kendine özel dedektif olup birbirinden absürd olaylara karışmasını konu alan HBO dizisi. Bölümleri 25-30 dakika civarında, konusu su gibi akıp gidiyor. Şu hayatta ilk defa bir diziye sarılıp yanaklarını sıkasım geldi, pamuk şeker gibi.

* Wilfred (IMDB: 7,8 / 2011-2014)

Wilfred'in ön yargıyla yaklaşmanıza sebep olabilecek garip bir konusu var. Bunalımda olduğu bir dönemde tanıştığı köpekle iletişim kurmaya başlayan bir adam var önümüzde ve bütün dizi ikilinin yaşadıklarını konu alıyor. Garip olan kısım ise köpek yerine köpek kılığına girmiş bir insanı görmemiz. Ben bu tiplemeyi fazla sevdim ve bu konuda hiç yalnız değilim. Şöyle ki; Wilfred orijinalinde bir Avustralya dizisi, köpek kılığındaki isim Jason Gann. Bu tiplemesi Avustralya'da çok tutunca ışık hızıyla Amerika'da uyarlaması çekilmiş ama Wilfred kılığında yine aynı isim 🙂 Yanına hepimizin tanıdığı Elijah Wood eklenmiş sadece. Wilfred'in kendinden emin tavırları, bilge edasıyla verdiği demeçler arasında bir anda saçma sapan verdiği şapşal köpek tepkileri, özellikle köpek sahiplerini çok eğlendirebilir. 20 dakika süren bölümleri bir çırpıda izleniyor.

* Dirk Gentley's Holistic Detective Agency (IMDB: 8,3 / 2016-2017)

Elijah Wood hayranı filan değilim, hatta kendisinden pek haz etmem ama yine onun oynadığı bir dizi tavsiyesi veriyorum: Dirk Gentley's Holistic Detective Agency. Ünlü yazar Douglas Adams'ın aynı adlı kitabından uyarlanan dizi baştan sona tam bir curcuna. İlk 5-6 bölüm boş boş bakıp "N'oluyo yaaa?!" diye tepki verme ihtimaliniz yüksek. Dizinin en sevdiğim kısmı ise karmakarışık olaylar silsilesini çözmeye çalışırken azıcık bile gerilmeden hatta aralarda kahkaha patlatarak seyretmem oldu. 60 dakikalık bölümlerin nasıl bittiğini anlamadım bile.

* Californication (IMDB: 8,3 / 2007-2014)

Dolu dolu 7 sezon olan Californication, çekici bir yazarın hayatını konu alıyor. Aşk, evlilik, cinsellik, iş hayatı, eğlence, arkadaşlık gibi konuların zaman zaman drama bağlanacak düzeyde işlendiği bir dizi. Hele "Rocket Man" şarkısı öyle zamanlarda devreye giriyor ki...Drama dediğime aldanmayın tabii, kesinlikle üzen bir yapım değil. 20 dakika süren bölümleriyle "çıtır çerez" ünvanını en çok hak eden dizilerden birisi olabilir. Pek çok olay uçlarda yaşandığı için rahatsız etme ihtimali var. Onun dışında, kafa dağıtmak için ideal. Yoğun ve stresli geçen bir günün ardından akşam yemeği yerken kafanızı boşlatmak için bir şeyler seyretmek isterseniz Californication tam bir kurtarıcı.

Yabancı Dizi Tavsiyesi #2 Gerçek hikaye tadında dönem dizileri

* Peaky Blinders (IMDB: 8,8 / 2013-...)

Meğer sen ne karizmatik bir adammışsın Cillian Murphy! "Kesin sevmem ama bir deneyelim." diyerek başlayıp tutkunu olduğum İngiliz dizisi Peaky Blinders, 1. Dünya Savaşı sonrasında geçiyor ve bir mafya ailesinin hayatını konu alıyor. The Godfather'ı anımsatan,  muhteşem oyunculukların sergilendiği, senaryonun akıp gittiği, gözlerimiz kapanana kadar seyrettiğimiz ve elbette Nick Cave'in müzikleriyle gaza geldiğimiz harika bir dizi. Olmadık zamanlarda İngiliz aksanıyla "By the order of Peaky Blinders!" dedirtebilir.

Güncelleme: 3 sene önce de izleniyordu ama bu kadar popüler bir dizi değildi. Sanırım artık hepimiz biliyoruz 🙂

* Vinyl ( IMDB: 7,8 / 2016)

İkinci sezonun gelmesini sabırla beklerken iptal edildiğini öğrendiğimiz HBO dizisi. Çok basit bir anlatımla; reklam sektörü için Mad Men ne ise, müzik piyasası için Vinyl o! Fakat anlamak mümkün değil, nasıl olduysa bu dizi tutmamış. Ben yine de tavsiye listeme eklemeden edemiyorum. Hikaye birebir gerçek olmasa bile zaman zaman yaşanma ihtimali olan olaylar karşımıza çıkıyor dizide; Andy Warhol gibi sürpriz isimler beliriyor mesela. Rock müziğini seviyorsanız seyretmekten keyif alacağınızı düşünüyorum. (Bu vesileyle henüz izlememiş olanlara Mad Men'i de tavsiye etmiş oldum.)

Yabancı Dizi Tavsiyesi #3 Bir günde bitecek mini diziler

* 11.22.63 (IMDB: 8,2 / 2016)

Lisedeyken en sevdiğim yazarlardan birisi Stephen King'di ama sonra ne olduysa okumayı bıraktım. 11.22.63 de okumadığım bir Stephen King romanından uyarlanmış mini dizi. Geçmişe gidip Kennedy suikastını engellemeye çalışan bir adamın hikayesini seyrediyoruz; James Franco baş rolde. Tam bir Stephen King klişesi olacak şekilde gerçeğe çok yakın bir fantastik hikaye anlatılıyor. Fazla germeden merakta bırakarak bir nefeste bitiyor dizi.

* The Sinner (IMDB: 8,1 / 2017)

Baş roldeki Jessica Biel, bir gün durup dururken sahilde bir adamı öldürüveriyor ve bütün dizi bunu neden yaptığını anlamakla geçiyor. Gerim gerim gererken, aynı zamanda meraktan öldüren, ağır psikolojik detaylar içeren, bazı sahnelerin rahatsız ettiği ama buna rağmen 24 saat içinde bitirmeme sebep olan 8 bölümlük harikulade bir mini dizi.

Güncelleme: Bu dizinin daha sonra devamı da gelmiş. Her sezonda ayrı bir olay çözülüyormuş. Yeni sezonlarına bakmadım henüz. 

Yabancı Dizi Tavsiyesi #4 Başladığıma başlayacağıma pişman edenler

* Suits (IMDB: 8,6 / 2011-2019)

Suits'i kabaca tarif etmem gerekirse; bir hukuk bürosundaki havalı avukatların hayatları ve bir takım davaları kıvrak zekalarıyla çözmelerini konu alıyor. Bu diziyi ilk başladığı günden beri yakından takip ediyorum, ilk sezonları bence kesinlikle efsaneler arasında. Bir sonraki bölümü beklerken tırnaklarımı yedirtecek kadar heyecanlı akıyor. Fakat sorun şu ki bitmesi gereken noktada dizi bitmedi. Özellikle 6. sezondan sonra baydıkça baydı ama karakterleri nasıl benimsemişsem diziyi yarıda bırakmaya da kıyamadım, parazit gibi yapıştı bünyeme.

* 13 Reasons Why  (IMDB: 8,4 / 2017 - ...)

Canımı çok sıkan dizileri sevmiyorum. 13 Reasons Why da onlardan bir tanesi. Gelin görün ki dizi gerçekten sürükleyici, detaylar tokat gibi çarpıyor. Karakterler ergenlik çağında da olsa zaman zaman kendimden bir parça bulduğum psikolojik dram. İntihar eden genç bir kızın bunu neden yaptığını doldurduğu kasetlerde anlattığı, 'flashback'lerle dolu bu yapımı depresyondakilerin ve hamilelerin seyretmesini tavsiye etmiyorum 🙂 Onun dışındakilerin 1 günde yalayıp yutma ihtimali yüksek. İstiyorum ki çevremdeki herkes bu diziyi seyretmiş olsun, bünyemizin drama da ihtiyacı var.

Güncelleme: İkinci sezondan sonra izlememe kararı aldım. Fazla ağır geldi. Almamız gereken mesajları almıştık, bu kadar uzatılmasına gerek var mıydı, bilemedim.


"AVRUPA'DA 10 ÜLKE, 10 İÇKİ" YAZISINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ.


Yabancı Dizi Tavsiyesi #5 Adaletin yerini bulmasını heyecanla bekletenler

* American Crime Story: The People vs O.J Simpson (IMDB: 8,5 / 2016-...)

Benim yaşım yetmiyor ama büyüklerimiz çok iyi hatırlıyor karısını öldürmekle suçlanan ünlü Amerikan futbolu oyuncusu O.J Simpson ve davasını. American Crime Story dizisinin ilk sezonu, baştan sona bu cinayet davasını konu alıyor. Hikayesi birebir yaşanmış bir olayı anlatmakla kalmıyor, dizideki oyuncular da gerçek hayattakileri aratmayacak ölçüde benzerlik taşıyor. Genelde zencilerin haksızlığa uğradığının altının çizildiği işlerin aksine, bu dizide adaletin zenci veya beyazın değil, paranın yanında olduğunu görüyoruz. Botokstan mimik yapamaz hale gelen John Travolta'ya rağmen izlenilesi bir yapıt.

Güncelleme: American Crime Story'nin her sezonunda ayrı bir dava konu ediliyor. Versace'nin katliamını anlatan ikinci sezon da favorilerimiz arasında.

* Bosch (IMDB: 8,3 / 2014-...)

Baş rolde Lost'tan tanıdığım Titus Welliver, Amerikan polisiye dizilerinin olmazsa olmazı asi bir dedektifi canlandırıyor. Fakat Bosch'daki dizi akışı standart polisiyelerin birazcık ötesinde, karakterler son derece doğal. Süper kahraman yaratma çabası olmadan bir sezon boyunca belli bir olayı çözmeye çalışıyorlar. True Detective kıvamında ama çok daha hareketli geçen sürükleyici bir polisiye dizisi. Oyuncuların da etkisiyle ben daha çok The Wire'a benzettim. (Özel isteğimdir: The Wire'ı seyretmediyseniz bu listedeki dizilerden önce ona başlamanızı şiddetle tavsiye ederim.)

* Billions (IMDB: 8,4 / 2016-...)

dizi tavsiyesi

Serbest fondan -pek de yasal olmayan yollarla- milyonlarca dolar kazanan bir adam ve bu adamın açığını bulmayı hayatının tek amacı haline getirmiş obsesif bir savcı...Her bölümde ağzımızı açık bırakan olaylar...Sadece baş rollerin değil yan karakterlerin de gerek diyaloglar gerekse oyunculuklarıyla döktürdüğü Billions, son dönemde seyrettiğim en keyifli dizilerden. Damian Lewis ve Paul Giamatti kapışmasını sizin de seveceğinizi düşünüyorum.

**Kapak görseli Pixabay'den alıntıdır. 

"Dizi Tavsiyesi" yazısı hoşunuza gittiyse diğer yazılardan güncel olarak haberdar olmak için sayfanın altında bulunan formu doldurarak e-posta grubuna abone olabilir veya sosyal medya hesaplarımı takip edebilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir