Stone Town’da 24 Saat

Zanzibar Gezi Rehberi yazısında, en azından bir gecenizde konaklamayı Stone Town'da yapmanızı tavsiye etmiştim çünkü hem burayı gezmek bir tam gün sürüyor hem de gün batımı ve sonrasında da görülmesi gereken yerler var. Uzun uzun araştırmaya vakti olmayanlar, gittiğinde bir rehber ayarlayarak gezilecek yerleri onun önderliğinde gezebilirler. Stone Town'da kendi gezmek isteyenler de önereceğim bir günlük planı izleyebilirler.

Darajani Market

Stone Town'un daracık sokakları arasında kaybolma serüvenine başlamadan önce ilk durak Darajani Market. Kapalı alanı sebze, meyve, et ve deniz ürünleri olmak üzere dört ana gruptan oluşan bu pazar yeri Zanzibar'da lokal bir deneyim arayanlar için biçilmiş kaftan. Sepetler içinde taşınan canlı tavukları, açıkta satılan kilo kilo etleri, iki kişinin zor yürüdüğü yerde kocaman el arabası sürenleri, pazardan en taze ürünü seçmeye gelen Zanzibar kalabalığını gördüğünüz anda Darajani'de olduğunuzu anlayacaksınız. Yaklaşık bir veya doyamazsanız iki saatte bu pazar yerinin her köşesini gezebilirsiniz. Eğer baharat alışverişi yapma niyetiniz varsa en uygun fiyatı alacağınız yer buradaki satıcılar. Elbette sıkı bir pazarlıkla...

Ne kadar erken giderseniz o kadar az kalabalığa maruz kalacağınızı unutmayın. Ayrıca deniz ürünleri bölümünde mezata denk gelebilir, ilginç balıkları satılmadan görebilirsiniz. Zanzibar'daki tek toplu taşıma aracı olan dala-dalaların kalkış noktası da pazarın hemen karşısında. Binmeseniz de araçlara yakından bakmak istersiniz belki.

Stone Town'da Kahvaltı

İster kahvaltı isterseniz de sadece sabah kahvesi için sıradaki durak Zanzibar Coffee House. Kendi tarlasından sunduğu ödüllü kahvelerinin yanında tatlı ve tuzlu yiyecek seçeneklerivar, tercih sizin ama passion fruit ile yaptıkları her tatlıyı gözünüz kapalı deneyebileceğinizi söylemeliyim. Burası gün içinde kısa bir molayı da hak ediyor çünkü saat 11.00-15.00 arasında terası açık! Yakınlarınıza Zanzibar'dan hediye götürmek için buradan kahve almak harika bir seçenek.

Çıktıktan sonra "Khanga Street"e de uğramadan geçmeyin çünkü Zanzibarlı kadınların kullandığı rengarenk kumaşların adresi burası. (Üstlerine sardıkları kumaşın yerel dildeki adı kanga. Yerel yaşamla ilgili daha fazla bilgi için "Muz Araçları Arasında Bir Zanzibar Köyü: Muungoni" yazısını okuyabilirsiniz.)

Slave Market & Anglican Cathedral (Köle Pazarı ve Anglikan Kilisesi)

Darajani Market'e beş dakika yürüme mesafesindeki Slave Market, Zanzibar'ın utanç kaynağı tarihi ile yüzleşeceğiniz ve insanoğlunun acımasızlığını sorgulayacağınız bir yer. Bir zamanlar Umman'ın kontrolü altındaki bu ada, Arap Yarımadası ve Hindistan'daki köle ticaretinin en önemli merkeziydi. Doğu Afrika'daki kabilelerden toplanan insanlar korkunç şartlar altında Zanzibar'a getirilip yaşına, cinsiyetine, kabiliyetine göre satışa çıkartılıyordu. İşte Slave Market o dönemde köle satışının yapıldığı yer. 1876 yılında köle ticareti yasaklansa da 1900'lerin başına kadar kölelik yasadışı yollardan devam etti. $5 ücret ödeyerek kölelerin yer altında tutulduğu bölmeleri (Slave Chambers) yakından görebilirsiniz. Hemen öncesinde, Zanzibar'daki kölelik tarihinin uzun uzun anlatıldığı sergi kısmına da vakit ayırmalısınız.

Slave Chambers'tan çıktıktan sonra eski Anglikan Kilisesi karşınıza çıkacak. Çukur içinde bulunan beş köle heykelinin bulunduğu ünlü anıt (Slave Memorial) iki yapı arasındaki bahçede. Anıtı inceledikten sonra Doğu Afrika'nın ilk Anglikan kilisesine giriş yapabilirsiniz. Köleliliğin yasaklanmasının hemen ardından inşa edilen kilisenin içindeki sunak kölelerin kırbaçlandığı noktayı işaret ediyor.

Stone Town'da Öğle Yemeği

Yürürken yorulduğunuzu anlamıyorsunuz ama Slave Market sergisindeki yazıları okurken uzun süre ayakta dikilmek sizi çok yoracak. Öğle olduğu için karnınız da acıkmaya başlamıştır. Hiç uzaklara gitmeden Slave Market'tan çıkıp iki dakika yürüdükten sonra meşhur Lukmaan Restaurant'ta mola verip yerel lezzetleri tadabilirsiniz. Bence başka alternatif aramaya gerek yok, Stone Town'da lokal bir yemek denemek istediğinizi duyan herkes burayı gösterir. Biryani, yeşil muz yemeği, hindistan cevizi sosları ile harmanlanmış et yemekleri ve daha pek çok çeşit mevcut. Popüler olduğu için haliyle kalabalık da oluyor, biraz sıra beklemeyi göze almanız gerekebilir.

Ara Sokaklar

Öğle yemeği ile birlikte enerji depoladıktan sonra artık düzinelerce fotoğraf çekeceğiniz labirenti andıran ara sokaklarda kaybolmaya hazırsınız. Yine de biraz haritaya bakarak ilerlemekte fayda var çünkü Jaw's Corner'a çok yakınsınız, buraya kadar gelip de Stone Town'un en önemli sosyalleşme merkezini atlamak olmaz. Kocaman bir köpek balığı muralı görüyorsanız gelmişsiniz demektir. Burası açık hava kıraathanesi gibi bir yer. Stone Town'lu erkeklerin toplanıp sohbet ettiği ve bao oynadığı bir sokak. Bizim gibi şanssız değilseniz gittiğinizde Arap kahvesi satan elemanı yakalayıp kendinize kahve ısmarladıktan sonra barazalardan birinde oturabilirsiniz. (Evlerin önünde bulunan ve isteyen herkesin oturabildiği banklara baraza deniyor.)

Ara sokaklarda gezinirken gözünüzü Stone Town'un meşhur kapılarından ayırmayın. Birbirinden gösterişli kapılar Stone Town'un eski zamanlarındaki zenginlik simgesi. Bir haneye ait kapı ne kadar büyük ve ihtişamlı ise ev sahibi o kadar varlıklı demek. Ayrıca yaşayanların hangi ırktan olduğu da kapısına bakarak anlaşılabiliyor. Üzerinde kocaman çivilerin bulunduğu kapılar Hintlilere ait. (Hint geleneğinde fil saldırısından korunmak için kapıya bu çivilerden monte edilirmiş.) Araplara ait kapılar ise lotus çiçeği, ananas, Arap harfleri gibi figürlerden anlaşılabilir. Olur da şeker kamışı suyu sıkan bir satıcıya denk gelirseniz muhakkak deneyin. En fazla 1000Ths ($0.5).

Yönünüzü sahile çevirdiğinizde yol üstünde Freddie Mercury'nin yaşadığı ev olan Mercury House'u göreceksiniz. Farrokh Bulhara ismi ile Zanzibar'da doğan efsane, 8 yaşına kadar burada yaşamış. Fazla bir şey görmeyi beklemeyin, sokakları karıştırıp evi kaçırırsanız da üzülmeyin çünkü burası artık bir otel ve kapı girişindeki birkaç fotoğraf dışında Mercury'e ait hiçbir şey yok.

Stone Town'da

Old Fort

Stone Town'u çekici kılan kültür mozaiği yapılarından birisi de sahil kenarında gözünüze çarpacak olan Old Fort. Adayı Portekizlilerden korumak için Ummanlılar tarafından  yapılan bu ufak kalenin içindeki amfitiyatro, günümüzde belli başlı sanat aktiviteleri için kullanılmaya devam ediyor. Daha önce Arap Yarımadası'nda bir fort görme şansı yakaladıysanız Old Fort sizi hiç şaşırtmayacak. Zaten dolaşması da uzun sürmüyor. Kaleye giriş ücretsiz. Girişte karşılaşacağınız "tourist info"ların hiçbirisinin resmi olmadığını belirtmekte fayda var. Fakat dilerseniz ilerleyen günler için buralardan tur ayarlayabilirsiniz.

Stone Town'da

Beit-el-Sahel (Palace Museum)

Old Fort'tan çıktıktan sonra artık meşhur seafront'a yakın olduğunuzu anlayacaksınız. Forodhani Gardens'ın yanından geçerek sahil boyunca Beit-el-Sahel'e doğru yürümeye başlayabilirsiniz. Eğer dev kaplumbağaların olduğu Prison Island'a gitmek için bot ayarlama niyetiniz varsa burası pazarlık yapmak için doğru yer. O işi de halledip yola devam...

Sol tarafınızda Zanzibar'ın turkuaz denizini seyrederken sağ tarafınıza bakmayı ihmal etmeyin çünkü Stone Town'un en önemli yapılarından birisi olan Beit-al-Ajaib (House of Wonders) orada bulunuyor. Maalesef uzun bir süredir restorasyon sebebiyle kapalı, belki siz gittiğinizde açılmış olur.

Biraz daha ilerleyince hedefe varmış olmanız lazım: Beit-al-Sahel... Günümüzde müze haline getirilmiş bu eski ev, Umman ve Zanzibar sultanları hakkında detaylı bilgi alabileceğiniz, yaşadıkları odaları gezip kullandıkları eşyaları görebileceğiniz bir yer. Her yerde olduğu gibi müzenin de Afrika standartlarında olduğunu, beklentiyi çok yüksek tutmamak gerektiğini unutmayın derim. Zanzibar'ın birleşmeden önceki tarihine ilgi duyuyorsanız giriş ücreti 6000Ths ($3). Üst katlarında ise nefis bir manzara sizi bekliyor.

Stone Town'da

Stone Town'da

The Old Dispensary

Günün son tarihi durağı, 1894 senesinde ihtiyaç sahibi insanların tedavisi için açılan tarihi dispanser. Giderken yolu şaşıracağınızı zannetmiyorum ama olur da yol tarifine ihtiyaç duyarsanız Zanzibar Feribot İskelesi'nin hemen karşısında olduğunu hatırlayabilirsiniz. Günümüzde sadece sergi amaçlı bulunan yapıya giriş ücretsiz. Çok uzun süre vakit geçireceğiniz bir yer olmamakla beraber dantel gibi işlenmiş dış cephesini görmenizi tavsiye ederim.

Stone Town'da

Stone Town'da Gün Batımı ve Akşam Yemeği

Size tavsiye ettiğim her yeri gezip bitirdikten sonra çok yüksek ihtimalle karnınız acıkmış olacak. Akşam yemeği için birkaç tane önerim var, kendinize en uygun olanı seçebilirsiniz.

Lokal yemeğe doyamadıysanız Old Dispensary'den çıktığınız gibi biryanisi ile ünlü The Passing Show Restaurant'a uğrayabilirsiniz ama ben oyumu deniz kenarında hem kaliteli deniz ürünü hem de güzel kokteylleri bir arada bulabileceğiniz Mercury's Bar'dan yana kullanıyorum, hemen iskelenin yanında. Ya da midenize güveniyorsanız ilk gördüğünüzde pas geçtiğiniz Forodhani Gardens'a geri dönüp sadece akşamüstü kurulan yiyecek pazarında kendinize uygun sokak yemeği satın alabilirsiniz. Hangisini tercih ederseniz edin sahildeki gün batımını kaçırmayın. Akşamında, bir şeyler içtikten sonra sahil bölgesine dönmek biraz zor oluyor. O nedenle geceyi Stone Town'daki bir otelde geçirdiğinize çok mutlu olacaksınız. Stone Town otelleri detaylarına bakmak için tıklayınız. Hem de ertesi gün için ayarladığınız Prison Island turuna da sahile yürüyerek dahil olabilirsiniz.

Stone Town Gezisi Öncesi Bilinmesi Gerekenler

* Zanzibar'ın halkının müslüman olduğunu Zanzibar Gezi Rehberi yazısında söylemiştim. Sahil şeridinde kıyafetle ilgili bir sorun yaşamazsınız fakat Stone Town'a gelirken biraz daha kapalı giyinmeye özen göstermeniz gerekiyor. Göstermezseniz de bir problem çıkmaz ama kültürlerine ne kadar saygılı olursanız o kadar güleryüzlü karşılanırsınız.

* Ramazan ayında gelirseniz pek çok konuda hayal kırıklığı yaşama ihtimaliniz var. Oruç tutulduğu için restaurantlar çalışmıyormuş. Özellikle bu ayda kıyafet konusuna çok dikkat etmelisiniz.

* Dini bayramları aynı dönemde kutladığımız için bayram tatilinde burada olacağınızı varsayıyorum. Bayramın ilk günü her yerin kapalı olduğunu unutmamalısınız.

* Zanzibar'ın her yerinde geçerli ama "turist fiyatı" konusu en çok Stone Town'da göze çarpıyor. Pazarlık yapmak şart.

"Stone Town'da 24 Saat" yazısı hoşunuza gittiyse Zanzibar ile ilgili diğer yazıları da okumak için tıklayınız. Diğer yazılardan güncel olarak haberdar olmak isterseniz sayfanın altında bulunan formu doldurarak e-posta grubuna abone olabilir veya sosyal medya hesaplarımı takip edebilirsiniz.

2 comments on “Stone Town’da 24 Saat

  1. Merhaba, stone town da bir gece kalmak için önerdiğiniz Nungwi veya Kengwa’dan çıkış yapıp bir gün sonra yine dönmek mi gerekir bu biraz zahmetli olmaz mı? 7 gün planlıyoruz toplam bu konuda kararsız kaldım siz nasıl yapmıştınız? Eğer yzdıysanız ve ben kaçırdıysam şimdiden özür diliyorum ama ani karar verdik ve gitmemize az zaman var:) şimdiden cevabınız için çok teşekkür ederim

    1. Merhaba. Zanzibar’a 2 farklı zamanda gittiğimiz için bizim plan herkese uymayabilir; birinde Stone Town’da kalıp az gezdik, diğerinde araba kiraladığımız için konaklamayı sadece deniz bölgesinde yaptık vs biraz karışık. O nedenle en makul olanı önermeye çalıştım, yanlış anlaşıldıysam kusura bakmayın. Önerim şu: Geziye direkt Stone Town’da başlayın, 1 gece konaklamayı orada ayarlayın, böylece hiç Nungwi’den git gel yapmanıza gerek kalmaz, ertesi gün Prison Island’a filan oradan geçersiniz. Stone Town’da geçireceğiniz zamanda araca bile ihtiyacınız olmayacak, ulaşımdan da kısmış olursunuz. Burayı bitirdikten sonra plaj bölgesine geçip seyahat sonuna kadar oralarda olun. Veya tam tersi, plajla başlayıp seyahatin son günü Stone Town’a geçebilirsiniz. https://www.kurumsalturist.com/gezi/tanzanya/zanzibar-gezilecek-yerler/.html Bu yazıda 7 günlük bir plan da paylaşmıştım, bakabilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir